24 Aralık 2016 Cumartesi

"KENDİN YAP" :)

      Merhaba arkadaşlar... :) Kışın bu eve kapatan soğuğunda, boş vaktimi bloguma ayırmayı uygun gördüm. Henüz yolun başında, acemi bir blog yazarı olarak yazarken tıkandığım noktaların olduğunu itiraf etmeliyim. Yazılarımın daha fazla kişiye ulaştığı günleri umarım görürüm. :) Çünkü yazılarımın okunduğundan emin olmak, bu işteki gelişmemi hızlandıracak. Yazımın giriş kısmını bu şekilde bitirip, sizleri fazla sıkmadan bugünkü konumuzu açıklayayım.
      Bugün kozmetik ürünlerden ve kimyasallardan biraz uzaklaşarak, tamamen doğal cilt bakım ürünleri hakkındaki deneyimlerimi paylaşacağım. Günümüz dünyasında kadınlar kozmetik konusunda çok daha bilinçli. Artık güzel görünmek kadar sağlıklı kalmayı da önemsiyoruz. Çeşitli markalar da bunu göz önüne alıp bizler için %100 doğal içerikli ürünler üretiyorlar. Ancak maalesef bu ürünler, kimyasal içerikli alternatiflerinden çok daha pahalı. :) Bir aylık kazancımızı bu ürünlere yatıramayacağımız için cildimizi alkole ve ağır kimyasallara mahkum ediyoruz. Halbuki o ürünlerin birer muadilini evde kendimiz imal edebiliriz. Nasıl mı? Bir bakalım. :)
     Peeling: Günlük cilt bakım rutinine dahil olmasa bile, haftada bir kez mutlaka uygulanması gerekiyor. Özellikle gözenekleri geniş olan ciltlerde, gözeneklerin içerisine dolan kirlerin cildi tıkamasını engellemek için vazgeçilmezdir. Evde yapabileceğiniz iki adet peeling tarifi vereceğim. Bunlardan ilkini kuru ciltliler de kullanabilir. İkincisini ise yağlı ciltlere uygun buluyorum çünkü kuru ciltlerde biraz yakıcı, kavurucu ve hırpalayıcı etkisi olabilir. İlk peeling tarifinde bir kabın içine iki tatlı kaşığı toz şeker ve iki tatlı kaşığı hakiki zeytinyağı koyup karıştırıyoruz. Zeytinyağı yoksa su da kullanabilirsiniz. Temiz cilde bu karışımı sürüp cilt yüzeyini dairesel hareketlerle bir süre ovuyoruz. Ardından yüzümüzü ılık suyla duruluyoruz. İkinci tarifte ise yine iki tatlı kaşığı Himalaya tuzunu suyla nemlendirilmiş ellerimizde yumuşatıp cildimizi bir süre bu tuzla ovuyoruz. Ardından yine cildimizi ılık suyla duruluyoruz. Bu iki uygulamanın ortak tarafı, neticede cildinizi bebek poposu misali yumuşacık yapması. :) Ayrıca ciltteki aydınlanmayı da hemen fark edeceksiniz.
Elma Sirkesinin Cilde Faydaları
Kaynak:http://www.gazetelog.com/wp-content/uploads/sireksi.jpg

     Tonik: Bu konuda da iki adet tarif vereceğim. İlk ve gerçekten mucizevi etkili tonik tarifini sizlerle paylaşıyorum. Bu tarifte ihtiyacımız olan şey bir adet kapaklı cam şişe, elma sirkesi ve içme suyu. Cam şişenin yarısını içme suyuyla doldurduktan sonra, geri kalan kısmına elma sirkesini ekliyoruz. Her gece ve her sabah temiz cildimize pamuk yardımıyla uyguluyoruz. Bir süre sonra da fondötene ihtiyaç kalmıyor. :) İkinci tarifimizde ise bir şişe maden suyunun içine yarım limonun suyunu ekleyip yine bir cam şişede, soğuk ortamda muhafaza ediyoruz. Bu karışımı her gece ve her sabah temiz cildimize uyguluyoruz. Cildi hassas/kuru olan arkadaşlarım ikinci tariften limon suyunu çıkartıp, tonik olarak ciltlerine sadece maden suyu uygulayabilirler. Ancak dikkat etmeniz gereken nokta, maden suyu ile sodanın aynı şey olmadığıdır. Soda, içerisine karbondioksit basılmış içme suyudur ve mideyi rahatlatmak için kullanılır. Maden suyu ise katkısız mineralli sudur. Mideyi rahatlattığı gibi cilt sağlığı üzerinde büyük etkilere sahiptir. Ayrıca marka konusunda kararsız kalanlara Kızılay Maden Suyunu tavsiye ederim. :)
Maden Suyunun Cilde Faydaları
Kaynak:http://www.hdoboi.org/pic/201309/1024x600/hdoboi.org-57680.jpg
     Bugünkü yazımda naçizane birkaç deneyimimi sizlerle paylaştım. :) Zaman zaman bu tarz "kendin yap" deneyimlerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Kendinize iyi bakın, mutlu olun, güzel kalın. Görüşmek üzere sevgili arkadaşlarım. :)




26 Kasım 2016 Cumartesi

Nostaljik ve İpeksi: Catherine Arley Silky Touch Pudra

      Hepinize merhaba bakımlı, güzel, süslü hatunlar. :)  Karma ciltlerin makyajla çare bulunamayan olumsuz tarafı, gün içerisinde alın, burun ve çene bölgesinde meydana gelen parlamadır. Ben de o parlamadan en üst düzeyde nasiplendiğim için, bugüne kadar buna çare olması umuduyla bir sürü pudraya para döktüm. En kaliteli markalarda dahi istediğim etkiyi bulamadım. İstediğim tek şey, fondötene gerek kalmadan pürüzsüz bir etki bırakan, matlık veren bir pudraydı. Artık bir sürü para saydığım ürünlerin, cildim tarafından emilip iki saat sonra sanki hiç sürülmemiş etkisi yaratmasından bıkmıştım. Eğer benim bu durumuma benzer durumda olan arkadaşlarım varsa, onları hayatımın tatlış, minnoş, sevgili pudrasıyla tanıştırmak istiyorum :)

Catherine Arley Silky TouchCatherine Arley Silky Touch


         Catherine Arley Silky Touch Compact Pudra. Bu pudrayla, semtimizde yeni açılan küçük bir kozmetikçide tanıştım. Satıcıya piyasadaki pudralardan dertlendiğimde, bana bu pudrayı denememi söyledi. Fiyatının 5 lira olduğunu duyunca bir şans vermekte hiç tereddüt etmedim tabi :) Eve gelene kadar bu markayı nereden hatırladığımı düşünüp durdum. Meğer bu marka annemin gençliğinde epey popülermiş. Küçüklüğümden anımsadığımı bunu duyunca anladım. 
         Adı gibi ipeksi bir his bırakıyor cildinizde. Üstelik sürerken burnunuza gelen koku da çok hoş. Kompakt, yani sıkıştırılmış yapıda olduğu için çantada kolayca taşınabilen bir ürün. Kapatıcılığı yüksek, temiz cildiniz üzerine uygulandığında fondöten kullanımına gerek bırakmıyor. Yalnız dikkat edilmesi gereken tek şey, bu pudrayı fondötensiz uyguladığınızda altına nemlendirici sürmeyi ihmal etmeyin. Nemlendirici ten makyajında bir nevi baz görevi görmektedir. İçeriğindeki paraben ürünün tek eksisi. Tabi bu tüm gün yüzünüzde tutacağınız bir ürün için büyük bir eksi. Ben bu pudranın cildimde bıraktığı etkiyi çok sevdiğim için vazgeçemiyorum. Ancak güzellik uğruna zehirlenmeyi de göze alamadığımdan, pudrayı uygulamadan evvel, önce nemlendirici daha sonra da talk içermeyen bebek pudrası uyguluyorum. Böylece cilt ile pudra arasında koruyucu bir tabaka oluşturuyorum. Bu şekilde kullandığım için mi bilemiyorum ama, ürün benim cildimde herhangi bir irritasyona sebep olmadı. Ki daha evvelki yazılarımı okuyan arkadaşlarım biliyordur, benim cildim oldukça hassas yapıya sahip. Açık tenli olduğum için renk skalasında 5 numara ten rengime tam uyuyor. Kullanan diğer arkadaşlardan bazıları simli olduğunu söylese de, ben içerisindeki ufak ışıltıların rahatsızlık verdiğini söyleyemem. Yani öyle simli denilecek bir yapısı yok pudranın. Hatta o ufak ışıltılar bence yüzü daha canlı göstermesi açısından iyi bile.
        Sözün özü, içerisindeki paraben dahi benim bu ürünü severek kullanmama mani olamadı. Bir hal çaresini buldum kullanmanın. :) Kapatıcı özelliği yüksek, zahmetsiz, ipeksi, canlı gösteren bir pudra arayan -aramayan var mıdır ki?- tüm güzellere tavsiye ederim. 
        Görüşmek üzere, Sevgiler! :)






























25 Kasım 2016 Cuma

Himalaya Çıkartması :)

        Yepyeni bir yazıdan hepinize merhaba arkadaşlarım. :) Yazmanın en güzel şekli bence diğer insanların faydasına yönelik yeni şeyler paylaşmak. Paylaştıklarınızın okunduğunu bilmek ise paha biçilmez. Öncelikle düşüncelerimi okuyacak olan herkese şimdiden teşekkür ederim.
       Giriş kısmını fazla uzatmadan bugünkü ürünlerim hakkındaki düşüncelerime geçmek istiyorum. Bugün başlıktan da tahmin edebileceğiniz üzere birden fazla ürünü tek bir yazıda inceleyeceğiz.

















Ürünlerimizin endamını yukarıdaki fotoğrafta görmektesiniz. Tanımayanlarınız varsa da artık simayen kendilerini tanımış oldular. Şimdi ürünlerimizi daha detaylı tanıyalım, eleştirelim, değerlendirelim.
       İlk olarak en ortada gördüğünüz Himalaya Herbals Nourishing Skin Cream adlı besleyici cilt bakım kreminden bahsetmek istiyorum. Üstünde Türkçe açıklama yazmıyor fakat yazanlardan anladığımız kadarıyla, Aloe Vera ve Kış Kirazı içeren, nemlendirici bir cilt bakım kremi olduğunu söyleyebiliriz. Ürünün Aloe Vera ve Kış Kirazı içeriğiyle bağlantılı vaatleri de İngilizce olarak ifade edilmiş. Bu yüzden ben sizler için çevirebildiğim kadar Türkçe açıklamasını yapmaya çalışacağım.


Himalaya El Kremi
               Aloe Vera-Kış Kirazı
Besler, nemlendirir ve korur. Cildinizi sağlıklı ve esnek tutmak için hafif ve yağsız bir günlük kullanım kremi. Aloe Vera besler ve nemlendirirken, Kış Kirazı ve Hint Kino Ağacı cildi kirlilikten ve kuru havadan korur.

Talimatlar: Temizlenmiş vücut, yüz ve boynunuza hafifçe masaj yapın.

         


        Anlaşıldığı gibi bu krem duş sonrası vücut bakımı için de ideal bir ürün. Çünkü özellikle nemli cilde uygulandığında yumuşaklık hissinde epey artış oluyor. Zaten genellikle nemlendirici kremlerin hafif ıslak cilde uygulandığında nemi cilde hapsederek daha yüksek performans sergilediklerini daha önce okumuştum. Bu bonus bilgiyi verdikten sonra, ürünün vaatlerini yerine getirme konusundaki başarısına gelirsek; Ürün gerçekten ambalajında yazıldığı gibi yağsız ve hafif bir formüle sahip. Cildi nemlendiriyor ancak koruma özelliği pek yok. Cilt tarafından hemen emiliyor ve yumuşaklık hissi veriyor ancak bu his çok kısa sürüyor. Cildim hassas bir yapıya sahip olduğu için alt bacaklarımda zaman zaman cilt kuruması meydana gelebiliyor. Bu krem çabucak emiliyor ve bir süre sonra kuruluk geri geliyor. Koruyucu özelliği yüksek bir krem arıyorsanız, bunun yerine su geçirmez şekilde cilde yapışan emektar Arko Classic yağlı kremi tavsiye ederim. Ürünü özellikle koklamadığınız takdirde rahatsız edici ağır bir kokusu yok. Cildinize sürerken yayılan hafif kokuyu da şahsen rahatlatıcı ve ferahlatıcı buldum. Himalaya Herbals'in bu kremini hafif formüllü, orta halli bir nemlendirici arayan arkadaşlarıma tavsiye ederim. Ancak dediğim gibi sıradan bir nemlendici kendisi. Koruma özelliğinden sınıfta kalıyor. :)
        İkinci ürünümüz Himalaya Herbals Badem ve Salatalık Özlü Cilt Maskesi. Bu maske, peel-off bir maske. Yani cildinize sürdükten bir süre sonra ince bir tabaka halinde cildinize yapışıyor ve siz maskeyi soyarak çıkartıyorsunuz. Ana içeriği Salatalık, Badem, Bektaşi Üzümü ve Ananas'tan oluşmakta. Ürün, gözenekleri açmayı, lekeleri soymayı, cildin sıkı ve parlak olmasını sağlamayı vaat etmekte. Ancak keşke bu vaatlerini az da olsa yerine getirebilseydi. Aslında daha evvel hiç soyulan maske deneyimim olmamıştı. Bu maskeyi de çok büyük beklentiler ile almamıştım ama yine de gönül isterdi ki gözle görülür bir fark yaratabilsin. Maalesef cildimde bu zahmete değer bir fark yaratmadı. Bittiğinde bir daha almayacağım bir ürün kendisi. Çünkü sürümü ve ciltten çıkartılması epey uğraştırıcı bir ürün. İçeriğinde methylparaben olması da ayrı bir eksisi.
        İçlerinde en beğendiğim ve assolist misali sona sakladığım kil maskesine geldi sıra :) Tam adı Himalaya Herbals Purifying Neem Mask. Türkçe'ye Neem Özlü Arındırıcı Maske olarak çevirebiliriz. Bu maske aslında tanecikli yapıya sahip bir kil maskesi. Sürümü esnasında bu tanecikli yapı peeling görevi görüyor. Kokusu bana biraz ağır geldi. Ürünün vaatleri şu şekilde;
        "Temiz ciltteki fazla yağı dengeleyen arındırıcı maske tıkanmış gözenekleri temizlerken, arındırıcı özellikleriyle bilinen Neem özü ve Zerdeçal ile kombine edilmiş formülü siyah nokta oluşumunu engellemeye yardımcı olur. Formülü Zerdeçal ile kombine edilmiştir. Kil cildinizi rahatlatır ve pürüzsüzleştirir, Aynı zamanda cilt yapınızı geliştirir ve problemsiz bir cilde sahip olmanızı sağlar."
        Bu yazıdaki üç ürün içerisinde vaatlerini en çok yerine getiren bu oldu. İçeriğinde bulunan kil, ürünün temizleme ve arındırma vaatlerini yerine getirmesinde en büyük rolü üstleniyor. Kokusunun normal kil maskelerine benzememesini içerisindeki Zerdeçal'a bağlıyorum. Ambalajında, temiz cilde uygulanıp, 10-15 dakika sonra soğuk su ve sünger yardımıyla ciltten arındırılması öneriliyor. Ben temizlerken ellerimle dairesel hareketler yaparak soğuk suyla arındırmayı tercih ediyorum. Böylece maske içerisindeki tanecikli yapının peeling özelliğinden daha fazla yararlanabilirsiniz. Maskenin kıvamı bana biraz koyu gibi geldi. Cilde dağıtırken azcık zorlandım. Cildimde kaldığı süre boyunca normal düzeyde bir gerginlik hissi yarattı. Duştan çıktıktan sonra uyguladığımda bu gerginliğe yanma hissinin de eklendiğini farkettim. Ancak inanın en güzel performansı da bu şekildeki kullanımda gösterdi. Maskeyi sürdükten bir süre sonra aynada yüzüme baktığımda, siyah noktalarımın tek tek açılıp dışarıya çıktığını gördüm. Alnımda bulunan bir adet sivilcenin üstündeki maske tabakasının da rengi koyulaşmış vaziyetteydi. Yani bu maske, cilt problemlerinizin olduğu bölgeleri kendiliğinden keşfedip, bu alanlar üzerinde çalışıyor gibi bir hissiyat yarattı bende. Maskeyi temizledikten sonra, gözeneklerimin büyük bir kısmının temizlenmiş olduğunu, cildimin aydınlandığını farkettim. Bu maskenin tek eksisi, tıpkı soyulan maskede olduğu gibi içinde methylparaben bulundurması. Ancak şunu da söylemeliyim ki, arkadaşımın aşırı allerjik ve hassas cildinde dahi bir reaksiyona sebep olmadı. Cilt bakım seansından çıkmış hissi arayan tüm arkadaşlarıma bu maskeyi tavsiye ederim. :)
        Bu ürünler hakkında farklı görüşleriniz varsa yorum olarak paylaşmanız beni çok mutlu eder. Bir sonraki yazıma kadar bakımlı olun, güzel kalın, hoşçakalın! :)


       

24 Kasım 2016 Perşembe

Merhaba Yazısı ve L'oréal Kadifemsi Tonik

         Merhaba sevgili, süslü, bakımlı, güzel arkadaşlarım :) Blogumun ilk yayınından hepinize kucak dolusu selamlarımı ve sevgilerimi yolluyorum. Aslında bu blogdaki ilk yayınım bu yazı olsa da, daha evvel bir blog deneyimim daha olmuştu. Ancak okulum henüz bitmediği, derslerim de ağır olduğu için önceki bloguma yeteri kadar vakit ayıramamıştım. Okulum bu sene nihayet bitti ve ben taze mezun bir Tarih Öğretmeni olarak boş vaktimde bir sürü yeni ürünü deneme fırsatını yakaladım. Şimdi bu ürünlerden biriyle karşınızdayım. Bugün sizin için yorumlayacağım ürünün adı L'oréal Paris Cilt Düzgünleştirici Kadifemsi Tonik. Pembe plastik kutusu oldukça sevimli ancak kapağının yapısı itibariyle ürünün yarısı yerlere akıyor. Bu üründe gördüğüm kötü özellik bu oldu. Ürünün pamuğa alınan kısmından hariç bir o kadarı da yere akıyor. Yani kapağının kontrolü oldukça zor.
         Ürünün başlıca vaatleri kutusunun ön yüzünde yazdığı üzere şu şekilde;
-Pürüzleri nazikçe giderir.
-Cildi rahatlatır.
-Cildi yumuşatır.
          Ürünün bu vaatleri yerine getirme konusunda büyük oranda başarılı olduğunu söyleyebilirim. Benim cildim karma, dolayısıyla T bölgesi yağlı bir yapıya sahip. Ancak su içme alışkanlığı kazanamamış olmamdan dolayı çene bölgemde kurumadan kaynaklı kabuklanmalar ve pütürler mevcut. Bu ürünü kullandığım süreçte çenemdeki pürüzlerde hafifleme olduğu gibi; zaman zaman ortaya çıkan uçsuz, allerji tarzı kabarmaları da engelledi. Ürünü kullanmayı bıraktıktan bir müddet sonra çenemde pembe renkli kabarık, içi dolu uçsuz pütürcükler oluştu. Yani ürün hakikaten de bunların ortaya çıkmasını engellemiş. 
          Cildi rahatlatma ve yumuşatma konusundaki etkisini, özellikle makyajınızı temizledikten sonra kullandığınızda daha fazla hissediyorsunuz. Zaten ben şahsen bu ürünü makyajımı temizledikten sonra yüzümün yorgunluğunu atabilmesi, hassas bir ürünle yumuşayabilmesi adına kullanıyorum. Gece ve gündüz bakım rutininde daha çok gözenek temizleme özelliği olan, daha çok cildi yağdan ve kirden arındırmaya yönelik bir ürün kullanmayı tercih ediyorum. İlk aldığım zaman gece-gündüz rutinime bu ürünü dahil etmiştim. Fakat cildi arındırıp temizleme konusunda pek etkili olmadığını görünce, kendisini sadece makyaj sonrası yorulmuş cildime bakım yapmak amacıyla kullanmaya karar verdim. Zaten benim cildimde vaatlerini gerçekleştirmesi için bu şekilde kullanmam da yeterli oldu. Yağlı ve karma ciltli arkadaşlarıma da bu şekilde kullanmalarını tavsiye ederim. Kuru ciltli arkadaşlarım ürünü gece-gündüz bakım rutinlerinde tonik olarak kullanabilir. Ki zaten ürün hassas ve kuru ciltler için geliştirilmiş bir ürün. (İtiraf ediyorum alırken arkasını okumadığım için kuru ciltlere uygun olduğunu bilmeden almıştım. Ama sonradan bende de işe yarayabilecek bir kullanım şeklini keşfettim.) Ürün gözenek problemi olmayan, hassas ve neme ihtiyaç duyan ciltler üzerinde başrolü rahatlıkla kapabilir. ;) 
Loreal Kadifemsi Tonik

Loreal Kadifemsi Tonik

         Bakımlı olun, güzel kalın. Sevgiler. :)